SİNEMA TARİHİ BİLGİ PLATFORMU – 6

 

Anlattığım filmlerin afişlerine önem veriyorum,çünkü film sektörünün gelişmesiyle,afişlerde grafik sanatı da ön plana çıkıyor. Sinemacılar görkemli afişlerle,seyrciyi salonlara çekmeye başladıklarını görüyoruz.

 

Tüm dünyada sinema salonları çok çabuk çoğaldı.Beraberinde film talepleri arttı.Film yapımcılarına  ve stüdyolara birden bire para akmaya başladı. Şarlo^nun filmlerinde gelen milyon dolar hasılatlardan bahsetmiştik. Özellikle Amerikalı yapımcılar, ticari dağıtım kanallarını iyi organize ettiklerinden, tüm dünyaya filmleri hızlı ulaştırmayı başardıklarından,elde ettikleri muazzam gelirle,daha yüksek maliyetli filmlere yöneldiler.  1910 -1930 arası kurulan:

1912 UNIVERSAL

1912 PARAMOUNT

1915 FOX

1916 GOLDWYN

1918 WARNER BROSS

1919 UNITED ARTIST

1924 METRO GOLDWYN MAYER

1924 COLUMBIA                  Bu gün bile büyük film şirketleri

 

Bu çekimde size bahsedeceğimiz yönetmenlerden:

DAVID GRIFFITH sessiz dönemin en önemli yönetmenlerindendir.

1875 de doğan GRIFFITH,Amerikan iç savaşında subay olan babasının kahramanlık hikayeleri  ve,19 yüzyıl melodram edebiyatı ile büyüdü. Bu durum  ileri yaşlarda sinemasını da şekillendirdi. Tiyatrolarda oynadı ,piyes yazdı ,ama son derece başarısız oldu. EDİSON film şirketinde aktör oldu.Maddi sıkıntıda olan AMERICAN MUTOSCOP AND BIOGRAPH CO.  De 450 den fazla kısa film yaptı. Genelde hikaye anlatma tekniklerinde ustalaşmaya çalıştı.

Kullandığı teknikler:

FLASHBACK, zamanda geri giderek anlatım tekniği

IRIS SHOT,özellikle sessiz filmde sahneden sahneye geçerken sahnenin halka şeklinde yavaş yavaş siyahlanarak kapanması ya da açılması tekniği

MASK ,bir film sahnesini siyah pano ile çerçeveleme tekniği

CROSS CUTTING,Paralel kurgu tekniği

 

En büyük çıkışı 1915 BİR ULUSUN DOĞUŞU (the birth of a nation)  ve 1916 HOŞGÖRÜSÜZLÜK (Intolerance)      filmleriyle çok büyük başarı elde etti,ancak sonraki yıllarda  aynı başarıları yakalayamadı. Hızla gerileyince  erken emekli oldu.

Bariz ırkçılığı nedeniyle çok tenkit edildi.

Filmlerinde İnsanlığın zalimliğini işlemişti..

1920’de UNITED ARTIST firmasını Şarlo’yla birlikte kurdu.

Amerikalı yönetmenlerin kurduğu THE DIRECTOR’SGUILD OF AMERİCA 1953 yılından beri D.W.GRIFFITH Ödülü vermektedir. STANLEY KUBRICK,ALFRED HITCHCOCK, JOHN FORD ödül verilen bazı yönetmenler.

1910 da yaptığı (IN OLD CALIFORNIA)  Hollywood’da çekilmiş ilk filmdir. Yapımcı ( Mutoscop & Biograph Co.) 2004 yılında film restore edilerek,Beverly Hill Film Festivalinde gösterildi. Aynı yıl,anısına, Hollywood Bulvarının başlangıcına  3 tonluk bir Heykel dikildi.Ancak Şarlo’nun cenazesi gibi çalındı,ancak 1 yıl sonra yakınlarda bir çöplükte bulundu.

1930’da çektiği ABRAHAM LINCOLN ilk sesli filmidir.

BIR ULUSUN DOĞUŞU (The Birth of a Nation)  Konusu:

Amarikan iç savaşını  ve zenci beyaz savaşını anlatan film, senaryosuz çekilmişti.Aşırı geniş planlar ve detaylara önem verdi.Savaşın vahşetini vurgulamak istedi. Film çok beğenilmesine rağmen,güneylileri savunması yüzünden ve ırkçılığı körüklediği görüşüyle çok eleştiri aldı.

(Stoneman kardeşler,arkadaşları Cameron ailesini ziyarete gider,ancak iç savaşta görüşleri farklıdır.Savaşta karşıt ordularda karşr karşıya kaldılar. Belli başlı tarihi olaylar filmde anlatılır.İç savaş,Lincoln’e suikast,Klu Klux Klan’ın doğuşu )

100.000 dolara mal oldu, 20 milyon dolar kazandırdı. 195 dakika süren sessiz film. (12 makara ilk uzun film)15 yıl boyunca gösterimde kaldı. Başkan Wilson  ‘’Görüntüyle yazılmış Tarih’’ demiştir.

Filmde,Beyaz aktörler tarafsından oynanan zenci rolleri aptal ve kaba,tecavüzcü gibi gösterildi. KKK ise Amerikan değerlerini koruyan kahraman kuvvetler gibi gösterildi.

Film için 3 saat süren bir müzik bestelendi. (Org veya piyano ile çalınan)

Vizyona girişinden birkaç ay sonra Clu Clux Clan yeniden hortladı.

bazı çevrelerce gösterimi yasaklandı,ve bazı bölümlerinin sansür edilmesi gündeme geldi,

Film vizyona girdikten sonra,Siyahilerin yaşadığı bir sürü yerde isyanlar çıktı.

Beyazsaray’da gösterilen ilk filmdir.

 

BİR ULUSUN DOĞUŞU filminden sonra eleştirmenlerce ırkçı olmakla suçlandı.cevap niteliğinde 1916 INTOLERANCE filmini yaptı.

Louis Mayer,Bir ulusun Doğuşu ve Intolerance’a yatırım yapmıştı, Kazandıkları muazzam parayla zaman içinde  film dünyasının en büyük firması MGM ‘yi kurdular. (Paramount’un  kuruluş sermayesi de bu filmden doğmuştur.

Film Modern Amerikan Sinemasının doğuşu kabul edilir.

Charles Chaplin ,onun için ‘’Hepimizin Öğretmeni’’ demiştir.

Paralel Editing tekniğini ilk uygulayandır.

Sinemada 4.ncü en üretken yönetmendir.

1910 da (Light, Camera,Actıon ) lafını ilk kullanan  o’dur.

GRİFFİTH’e göre:

(Aktörlerin önemi yoktur, Güç Sadece yönetmendedir )

(Filmler kuma yazılmış yazı gibidir.Bugün alkışlarsınız,Yarın unutursunuz.)

(sesli sinemada, Güzellliğimizi kaybettik)

Onun dile getirdiği görüşler bunlar.

 

 

Irkçı olmakla suçlanarak ağır eleştiriler alınca,

1916 INTOLERANCE (HOŞGÖRÜSÜZLÜK) filminde hoşgörülü olmayı savunan bir tutum sergiledi.   (sevgi için asırlar boyu mücadele)

Hoşgörüsüzlüğün yıkıcı etkisi 4 farklı zaman aralığında anlatılır.(İsa’nın çarmıha gerilmesi,İskender’in Babil’i alması,Orta çağ Fransa’sında Protestanların öldürülmesi,ve şimdiki zamanda bir mahkümun idamını beklemesi)

Filmde Çeşitli hikayeleri birbirine bağlıyan sembolik bir köprüleme görülür : Beşiği sallıyan anne ) (Hayatın devamlılığının  simgesidir)

Filmde farklı zaman aralıkları ve öyküler doğrudan birbiriyle bu anne görüntüsüyle bağlanıyordu.İçerik olarak hoşgörülü olmayı savundu.Ortaya 3,5 saat süren bir destan çıktı.

(şimdi olduğu gibi, bilgisayar ortamında teknolojik görsel efektler kullanarak kalabalık sahneleri ,suni görüntülerle kurgulamak ,o zaman için mümkün değildi.Her şey canlı olarak ,aslına uygun oluşturulmak zorundaydı)

 

Babil bölümü filmin en görkemli bölümü oldu. 45 metre yüksekliğinde dekorlar yapıldı, 5.000 figüran, sayısız atlar ve   filler kullanıldı Dev bir şaryo raylar üzerinde insanlar tarafından itilerek filmin görkemli sahneleri çekiliyor. Değişik açılardan 3,4 kamerayla çekim yapılıyordu.

İyi Düşünün:

3.5 saat süren film için Abide gibi setler kuruldu.dönem kostümleri hazırlandı. 45 metre yükseklikte Babil ve orta çağ Fransa’sı için duvarlar inşa edildi. 100.000 metreden fazla film çekildi.Binlerce figüran at,koyun,Filler, rol aldı.

Çekim 16 hafta sürdü, ve 400.000 dolara maloldu (aslında 2 milyon dolar olduğu söylenir) . 4 milyon dolara yakın gelir elde edildi. Ancak seyirci filmi anlıyamadı.birbirine paralel bu anlatım biçimi seyircinin kafasını karıştırdı.

Oysa ,Griffith’in elinde, sinema artık her şeyi yapabilecek,her konuyu anlatabilecek ,Her zorluğu aşabilecek seviyeye geliyordu.Üstelik bu aşama Sessiz sinema döneminde oluyor

GRIFFITH Sinemanın bir sanat dalı olarak hikaye anlatma aracı olduğunu kanıtladı. Elbette bir endüstri olmasına ve büyük prodüksiyonlar üretmesine de olanak tanıyan ilk yönetmen oldu. Onun sinema dili ve detaylı çalışmaları ,gelecekte  sayısız yönetmeni etkileyecektir.

Filmlerde uyguladığı hassas kurgu (montaj), Sovyet sinemacıları muhakkak ki etkilemiştir. EISENSTEIN’da bu konuya değineceğiz.

 

Sinema yazarı ATİLLA DORSAY Üstadımız bakın  INTOLERANCE filmi  için ne diyor:

(….Sinemayı hemen ilk kez böylesine iddialı,tüm insanlık tarihini kapsıyan, çok genel,geçerli ve güçlü bir hümanist mesaj Vermek için kullanma ,ve bunun için onun tüm olanaklarını seferber etme ,Giderek zorlama ve ona yeni olanaklar yaratma çabası. )

 

THOMAS H.INCE

Griffith’le aynı ekolden gelen bir yönetmendir.  Öykülere önem verdi.

İlk yaptığı filmler ,ustaca kurguyla oluşturduğu sağlam dramatik sinema yapıtlarıdır.  150 den fazla film yaptı .Genelde  (Western türünün sert yüzü  ) olarak tanınır. 1912’de UNIVERSAL faaliyete geçince,Thomas Ince,  Santa Monica dağlarında adeta bir Stüdyo şehri kurdu. Çoğu Western ve İç Savaş’ı konu alan 150 den fazla film yaptı. 1913 ‘’The Battle of Gettysburg’’  destansı filmden sonra uzun metrajlı filmlere yöneldi.

1915 CIVILISATION (MEDENİYET) filmi, tam da I.Dünya savaşı sırasında yaptığı savaş karşıtı filmdir. Şaşırtıcı biçimde başarılı savaş sahneleri vardır.  Konusu :

Bir kral savaş başlatır,kadınlar savaşa karşıdır.erkekler askere alınır.Bir kont denizaltı inşa eder ve Okyanusta yolcu gemisini batırma görevi verilir.Kont torpidoları ateşlemeyi reddeder,ve denizaltısını batırır. Hayat ve Ölüm arasında bir şekilde İsa’yı görür,ve etkisiyle sulh sağlar. Kral çok kızar ve kontu idama mahkum eder. Fakat isa Krala görünerek savaşın ne kadar kötü bir şey olduğuna ikna eder.

 

Thomas Ince ,Hollywood’u sinemanın merkezi yapan insanların başında gelir.

 

 

Gerek GRIFFITH gerekse INCE’ filmleri Amerikada Kongre kütüphanesi  Ulusal Film Arşivi’nde  muhafaza edilmektedir.

 

THOMAS’ınVefatı ilginçtir:

Bir gezi sırasında basın patronu William Randolph Hearst’ün yatında kuşkulu biçimde ağır yaralanarak öldü. 2001 yılınde Peter Bogdanovich ‘’The Ca’ts Meow’’(minik kedi) filminde bu trajik öyküyü beyaz perdeye  taşıdı.

 

TÜRKİYE’deki gelişmelere gelince:

1924 yılında ,Beyoğlu’nda şimdiki yeşilçam sokağında,Cercle D’Orient binasında  İPEKÇİ KARDEŞLER tarafından MELEK sineması açıldı. 1000 kişinin izleyebildiği,o devirdeki en güzel salondu.( Güzelliğini   bu gün yeni yerinde koruyor).İpekçi Kardeşlerin sinemaya ilgisi,Türkiye’dekisinema kültürü açısından önemlidir. Kötü bir komployla kaybettiğimiz gazeteci ABDİ İPEKÇİ’nin de bu aileye mensup olduğunu hatırlatalım.

Türkiye’de de Hürriyet gazetesi kurucusu SEDAT SIMAVİ ‘nin ilk konulu film çeken yönetmen olduğunu biliyormuydunuz:

1917 PENÇE   ve yine 1917 CASUS filmleri.  Nr yaszık ki filmler kayıp.

Sedat Sımavi, benim okulum olan Saint Joseph’de okumuş,sonra Galatasaray Lisesinden mezun olmuş.

Tiyatroya ve sinemaya meraklıydı. 1917 yılında ‘’Müdafa-i Milliye Cemiyeti’’ adına film çekmeyi kabul etti ve Pençe  ve Casus filmlerini yaptı.   Üçüncü filmi  1918 ‘’ Alemdar Vakası’’nı çekmeye başlar,fakat basından tepki gelir.Birinci dünya savaşı bitince cemiyet kapanır. Film de gösterime girmeden hazineye devredilir.

1944 yılında yönetmen Talat Artemel’in filme çektiği ‘’Hürriyet Apatmanı’’ romanının yazarının Sedat Sımavi  olduğunu biliyormuydunuz?

Kurtuluş savaşında Kuvvai milliyecileri destekleyen habarler yapan bir gazeteciydi. 1948 yılında Burla Biraderler’in desteğiyle HÜRRİYET Gazetesini kurdu. Filmleri kayıp olmakla birlikte:

SEDAT SIMAVI ,tiyatro geleneğinden gelmeyen ilk Türk Yönetmeni olarak tarihe geçmiştir.

 

Yayının sonunda sürpriz bir fragman var:

İzlemediyseniz muhakkak izleyin : Yönetmen Peter Bogdanovich 2001 yılı yapımı ‘’THE CAT’S MEOW’’ – MİNİK KEDİ

İyi seyirler dilerim.

(fragman)


0 yorum

Bir yanıt yazın

Avatar yer tutucu

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir