SİNEMA TARİHİ- 14

 

Sinemada propaganda’nın önemini vurgulayan 3 yönetmenden bahsedeceğim.

RUS sinemacılardan  DZIGA VERTOV ,yine rus, Türkiye’nin daveti ile Cumhuriyet’in 10.yıl kutlaması içinbelgesel yapan  SERGEI YUTKEVICH ve Nazi döneminde parlayan belgesel sinemacı LENI RIEFENSTAHL!dan söz ediyorum..

Bu dönemde çekilen belgesel filmler,tarihe not düşen,yaşanan gerçekleri toplumlara anlatan filmlerdir.

Unutmayalım ki, 1930 lar ve 1940 lı yıllar STALİN,HİTLER, ve MUSSOLINI’nin  egemen olduğu politik ve sosyal etkisinin yoğun olduğu yıllar.

G3 G4 G5

DZIGA VERTOV –  Yahudi  bir aileye mensup 1896 doğumlu RUS yönetmendir. Gençliğinde Müzik eğitimi alıyor,1915 te Alman istilası başlayınca,aile MOSKOVA’ya göç ediyor.Dziga Vertov eğitimine PETROGRAD’da ŞİİR,BİLİM KURGU , ve SATİR(hiciv,taşlama)  üzerine devam ediyor.PSİKONÖROTİK TIP eğitimi alıyor.  Ses kolaj’ı üzerine deneyler yapıyor, görüntü,görüntü üzerine kolaj deneyleriyapıyor ve , DZIGA VERTOV ismini de buradan alıyor.(esas ismi Denis Abromoviç Kaufman)

Kameraya ikinci gözüm diyen bir yönetmenden bahsediyoruz. Neticede çok iyi bir belgeselci, ve,

1929’da yaptığı ‘’MAN WITH A MOVIE CAMERA’’ (KAMERALI ADAM) filmi,2012 yılında Sign and Sound dergisince en iyi 8  film listesine seçildi.Filmde (bir adam omuzunda kamera ile şehir yaşantısını dikkatli bir gözlemle belgeler…..)

DZIGA Haber filmi ve belgesel sinemasının öncülerinden aynı zamanda sinema teorisyenlerinden. Belgesel film yapımında görüşleriyle Cinema-Verite  akımını etkiledi.Sinemada kurguya karşıdır.Ona göre ‘Drama Burjuvanın elinde bir afyondur’ Sinemada Kameranın işlevi gözün göremediğini gören ve gerçeği yansıtan bir araçtır.

1917 Bolşevik ihtilalinde 22 yaşındaydı.ilk haber filmlerinde editör olarak çalışmaya başladı. Haber filmleri yönetmenliği yaptı.Gazeteci olarak Kino Pravda’yı yönetti.Stüdyo,dekor,oyuncu gibi olanakları hiç kullanmadı.

Propaganda trenleriyle ülkeyi gezerek çekimler yaptı. Jenerike ismini yazmaya teşebbüs etti,ama rejim yasakladı.(Belgesellerin yönetmeni olamaz,onları gerçekler yönetmektedir) gerekçe gösterildi.

VERTOV çekim denemeleri yapıyordu.Terkedilmiş iki katlı bir ev vardı.Kameraman arkadaşına kendisini yavaş bir efektle çekmesini rica etti. Çatıya tırmanarak aşağı atladı.Bir kaç çürükle kurtulsa da korkulu bakışla son gülümsemesi,o an duyguları kameraya yansımıştı.Şu sonuca vardı:Sıradan bir bakışla erişilemeyen kısa düşüşü kameranın yardımıyla görebilmek.Bunun adı (sinema Gerçeği/KİNO PRAVDA) idi. Bu deney sinema tarihinde  (VERTOV SIÇRAMASI) olarak anılır

1926’da yayınladığı SİNE GÖZ manifestosunun özeti:

KAHROLSUN BURJUVAZİNİN DÜZMECE SENARYOLARI !

YAŞASIN HAYATIN KENDİSİ !

Kameralı adam belgeseli bu manifestodan sonra çekilmiştir.

 

Diğer çalışmalarını özetlersek:

1922 ile 1925 yılları arası çekilmiş toplam 23 adet filmden oluşan Kino Pravda serisi, sosyalist devrimle birlikte hızla modernizasyon atağına kalkan Sovyet Rusya’yı anlatmaktadır. Kino Pravda serisinde Vertov, Rus toplumundaki gündelik yaşamı beyazperdeye aktarır. 23 filmlik bu seri, sinemada  sade bir üslupla, yalnız gerçekleri kaydetmeyi amaç edinmiştir.

1930 da SovyetlerBirliğinin ilk sesli belgesel filmlerinden olan DONBASS senfonisi (COŞKU) filmini çekti. 1931^de Charli Chaplin Bu filminden dolayı VERTOV’a övgü dolu bir mektup göndermiştir.

1934 THREE SONGS ABOUT LENIN. 3 anonim LENİN şarkısından esinlenerek,Lenin sayesinde Sovyetlerin nasıl kalkındığını anlatan,Lenin’in çalışmalarını övdü.

 

1937 yılında Kadınları yücelten NİNNİ filminden sonra STALİN tarafından film çekmesi yasaklandı.

Vertov kuralları bugün de yaşamaktadır.Cinema-Verite  onun üslubuyla gelişti. Jean Rouch tarafından1960’larda  kullanıldı. (Lindsay Anderson,Tony Richardson ve Chris Marker  gibi yönetmenler bu akımdan etkilenenlerden bazıları)

1960’larda ve 1970’lerde,yeniden ilgi görmeye başladı.Bağımsız sinemacıları etkiledi. İngiltere’de ‘Free Cinema’ akımı,Kuzey Amerika’da ‘Direct Cinema’ akımı ve Kanada’da ‘Candide Eye’ televizyon seri filmleri  bu gelişime örnek teşkil eder.

2014 yılında Amerika’da ‘CINEMA EYE ONUR Ödülü verilmiştir.

KAMERALI ADAM BELGESELİNDEN BİR KAÇ BÖLÜM İZLEYELİM:

O 1

 

 

LENI RIEFENSTAHL

Alman kökenli, döneminde ustaların arasına girebilmiş bir kadın yönetmendir.Artistlik kariyerine dansçı olarak başladı,filmlerde oynarak sinemaya geçen Leni, toplamda 8 film yaptı. ilk filmi ‘’Das Blaue Licht’’ ile Hitler’in ilgisini çekerek, Nazi partisinin propaganda filmlerini yapma teklifini kabul etti.

Bu çerçevede Yönettiği  1935‘’Triumph of the will’’ ve 1938‘’Olimpia’’ belgesel türdeki propaganda filmleri ile alanında çığır açtı. Filmler dünya çapında ilgi çekti ve, teknik olarak en yenilikçi propaganda filmi kabul edildi. Leni belgesel filmleri için( O tarihte gerçek neyse onu çektim,ne fazla,ne de eksik) der.

Savaştan sonra ,geçmişte Hitler’e yakınlığı ,ve Nazilere hizmetinin etkisi ile kariyeri ve şöhreti feci zarar gördü,tutuklandı,fakat, savaş suçlusu kabul edilmedi. Savunmasında soykırımı bilmediğini iddia etti.

1941 yılında ‘’Olimpia’’belgeseline ’Kinema Jumpo ‘ Ödülü verildi.

1974 yılında,ABD Telluride Festivalinde ‘Gümüş Madalya verildi.

1976 Montreal Olimpiyat Oyunlarında Onursal Konuk olarak karşılandı.

Leni belgesel filmleri için( O tarihte gerçek neyse onu çektim,ne fazla,ne de eksik) demiştir. Ölümünden önce BBC’ye verdiği röportajda (Hitler’in,her şeyin cevabını bildiğini sanan milyonlardan biri idim. Sadece iyi şeyleri gördük.Kötü şeylerin olacağını bilmiyorduk) demiştir.

TRIUMPH OF THE WILL/ yönetmen:Leni Riefenstahl/ senaryo:Leni Riefenstahl,Walter Ruttman/ 1935 /belgesel

Politik bir belgesel olarak, dönemin toplumsal psikolojik yapısını, gerçekçi bir çekimle perdeye yansıttı. 20 kameraman kullandı.Adolf Hitler,Hermann Göring ,Joseph Goebbels,Rudolph Hess,Otto Dietrich  gibi,dönemin önemli politik kişilerini görüntüledi. Venedik Festivalinde ‘En İyi Yabancı Film’ ödülü verildi.

 

 

SERGEI YUTKEVICH  1904-1985

Rus senarist ve yönetmen.Genç Sovyet sinemasının öncülerindendir. 1956’’Othello’’ filmiyle Uluslar arası tanındı.Bizde ise çok daha önce, 1933 yılında Türkiye Cumhuriyetin 10.yıl kutlamaları için Rusya’dan gelen resmi heyetle geldi ,ve, 1934’’Ankara Türkiye’nin Kalbidir’’ belgeselini çekti.  Toplamda 32 film yapmış bir Rus yönetmen..

1982 yılında Venedik Festivalinde ‘’ONURSAL GOLDEN LION ödülü verilmiştir.

İlgi çeken bazı filmleri şöyle:

1940 YAKOV SVERDLOV-  1905 devrimine katılan,Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi Merkez Komite üyesi. Önemli bir Rus siyasetçinin biyografik çalışması.1919’da ölmesine rağmen,SSCB 1922’de kurulduğu halde İLK DEVLET BAŞKANI kabul edilen bir isim. LENİN’in çok değer verdiği kişi.  Filme STALİNSKAYA ÖDÜLÜ verildi.

1956 OTELLO –   Sheakspeare’in eserinden perdeye uyarlaması,Cannes Festivalinde En iyi Yönetmen seçilmesini sağladı PALME D’OR’ a aday gösterildi.

1966 yapımı LENIN POLONYADA-   1914 yılında Lenin  rus casusu şüphesi ile Polonya’da hapis yatar. Lenin’in Polonya daki 2 yılını anlatan bir film.  Bu Filmle CANNES festivalinde en iyi yönetmen ödülü kazandı.

1969 CEMİLE- Kızgızistan köylüsü Cemile sevmediği bir adamla evlendirilir, II dünya savaşında Kocası askere gider, cepheden dönen askerlerden birine aşık olur…)  Film Türkiye’de SİYAD tarafından gösterildi ,ve 6.sırada en iyi film seçildi.

 

“Türkiye’nin Kalbi Ankara” belgeselini ve belgeselin başına gelenlere gelince :

Film 1950 lere kadar sinemalarda, Halkevlerinde yaygın gösterilmiştir. 1950 lerden itibaren yasaklanmıştır. 2008 yılında ise Cumhurbaşkanlığı web sitesine eksik hali ile yüklenmiştir. özellikle filmin başındaki İsmet İnönü konuşması yoktur.Araştırmacı Murat Erkman tarafından Rusya Büyükelçiliğinden kopya temin ediyor, ve Sinematek’e veriliyor.

TRT’nin Telif hakkı dolayısıyla biz yayınlıyamıyoruz. Ancak merak edenler Youtube’den izleyebilir.

Filmin başında Başbakan İsmet İnönü’nün coşkulu bir sunuşu vardır.

Böyle bir konuşmayı yapmak ,hele Türrkiye’de çok tepki çekecek bir konuşmadır.  Günümüzde bile böyle bir konuşma yapılsa, muhtemelen yapanın komünizm propagandası yapmak ve örgüt üyeliğinden yargılanması söz konusu olurdu. Tam da bu mantık yüzünden de bu konuşmanın başında yer aldığı “Türkiye’nin Kalbi Ankara” filminin çok maceralı bir öyküsü  olmuş.

Dönemi anlatan görsel bir dokümandır. Genel olarak konusu Cumhuriyetin 10. yıl törenleri için Ankara’ya toplanan halk ve gelen Sovyet heyetinin yolculuğu çerçevesinde genç cumhuriyetin tanıtımı ve Sovyetler Birliği ile dostluğu üzerine kuruludur

1921 yılında Sovyet Rusya ile imzalanan anlaşma sonrasında bir yıl içerisinde çok ciddi boyutlarda cephane ve maddi yardım alınmıştır. Bu yardımın Ankara hükümetinin hedeflediği askeri sonuçlara ulaşmasında katkısı göz ardı edilemez.

 

 

 

Kutlamalara gelen Sovyet heyeti içinde önewmli bir isim vardır.HARBİYE KOMİSERİ VOROŞILOV

Voroşilof’un figürünün Atatürk ile birlikte Taksim Cumhuriyet abidesinde de yer aldığını unutmamak gerekir.

Filmin son bölümü aslında yıllardır televizyonlarda sıkça gördüğümüz Cumhuriyet’in 10. yıl törenleridir. Yabancı misyon yerini alır, İstiklal Marşı’nın ardından Atatürk yakasında Halk Fırkası amblemi olduğu hâlde 10. yıl söylevine başlar.

resmi geçit görüntüleri ekrana hâkim olur.  Mareşal Fevzi Çakmak gözetiminde piyadeler, süvariler tanklar ve son olarak uçaklar geçiş yapar

Şehrin çeşitli aydınlatma görüntülerinden sonra heyetin gardan uğurlanması ile film sona erer.

 

. 1970 yılında TRT filmi ekranda gösterince, komünizm propagandası yapılıyor diye büyük bir tepki almış ve yayından kaldırılmıştır.

filmi yayınlamak için kopyasını almaya çalıştım.,fakat TRT telif sahibi olarsk karşıma çıktı..

En azından Başbakan İsmet İnönü’nün filmi sunuş konuşmasını izleyelim.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

.

 

 

 

 

 

 


0 yorum

Bir yanıt yazın

Avatar yer tutucu

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir