SİNEMA TARİHİ BİLGİ PLATFORMU  11

İLK BAŞLANGIÇTA  tarihsel sıra içinde ,dünya çapında öne çıkan 500 yönetmeni inceledim.

Esas ölçü 1940 yılından evvel doğan yönetmenlerdi. 1939 doğan bir yönetmen,eğer yaşıyorsa , şu an 82 yaşında oluyor,Verimli bir yönetmen,İleri yaşına rağmen hala film çekebilir. Neticede biz Klasik dönem sinemayı inceliyoruz ama, bu yönetmenlerin 1990,2000,2010,2020 yıllarında da filmlerine rastlayabilirsiniz. Ancak benim çalışmam sinemanın klasik dönemi ile sınırlı. Bundan dolayı SİNEMA ANTİKA.

Çalışmayı ilerlettikçe, 500 de sdınırlı kalamadım,ve araştırma kriterlerine giren diğer yönetmenleri de DİĞER YÖNETMENLER bölümünde arayabilirsiniz.

Sesli döneme geçildikten sonra ,Sinemanın gelişmesini artık  , tarihsel sıralamaya dikkat ederek seçeceğimiz YÖNETMENLER üzerinden  anlatmaya çalışacağım.

Alman sinemasından bahsetmiştik,AVUSTURYA’lı iki önemli yönetmene değineceğim:

JOSEF VON STEINBERG-   sinema dalında amerikada yetişti. Almanya’ya dönünce 1930 DER BLAU ANGEL (MAVİ MELEK)  Almanya’nın ilk sesli filmi oldu.

Sternberg,filmlerine bir ressamın bakış açısını katmayı bildi. Espresyonist ışıklandırma ve yapım tasarımından yararlandı. gösterişli setler,ve kostümler kullandı.Sternberg ideal iş arkadaşını ise Marlene Dietrich’te buldu.Beraber 7 film çektiler. Saf Marlene’i oynatarak ,Vamp bir Mavi Melek’e dönüştürdü.

‘’Mavi Melek’’ sesli sinemanın ilk önemli örneklerinden biridir.  Yazar Heinrich Mann’ın ‘Profesör Unrat’ adlı romanından uyarlandı.Film Ekspresyonizm ile Oda Tiyatrosu akımının son örneklerindendir. Emil Jennings oyunculuğu ise filmin dramatik yapısını oluşturmuştur.  (Alman sineması hayranı olan MUHSİN ERTUĞRUL yapımlarında Emil Jennings’ten esinlendiği söylenir)

Bakın  Atilla Dorsay  ne diyor:  Mavi Melek’in getirdikleri ilktir ve öncülsüzdür.Bu film,sinema dünyasına Marlene Dietrich’i armağan etmekle kalmaz,çeşitli özellileriyle de kilometre taşı oluşturan bir başyapıta dönüştürür.

G5     G6

Yönetmenin Marlen Dietrich’i oynattığı:

1932 SHANGHAI EXPRESS     OSCAR’a aday gösterildi.

1935 THE DEVIL IS A WOMAN   (KADIN ŞEYTANDIR) Venedik Film Festivalinde en iyi Görüntü ÖDÜLÜ aldı.

2.Dünya savaşında Alman’ların LILI MARLEN’i  oldu

 

 

İkinci Avusturyalı yönetmen:

GEORG WILHELM PABST – Avusturyalı bu yönetmen,Amerikada tiyatro yönetmeniydi, 1 dünya savaşı patlayınca Avrupa’ya döndü ,ne yazık ki savaş esiri oldu. Bir sürü sessiz film yaptı.

GENELDE Ekspresyonizm(dışavurumculuk) akımına tepki olarak ‘’ Sokak Filmleri’’ni başarıyla çekti.savaş sonrası yoksulluk ve psikolojik etkileri filmlerinde işledi.

Çalışmalarında öne çıkan, 1931de sesli  çekilen ÜÇ KURUŞLUK OPERA müzikal filmidir.BERTOLT BRECHT’in bu piyesini,iyi bir tiyatro yönetmeni olarak ,beyaz perdeye aktardı. O Bertolt Brecht’ ki dönemin en etkili şair  ve yazarı dır.

THE THREE PENNY OPERA  yönetmenin  en iyi filmi diyebiliriz.

Orijinalinde konu Victoria Lodrasında geçtiği halde,Pabst’ın sinemasında Weimar Dönemi Berlin’i çok gerçekçi resmederek  özgün bir anlatım yakaladı. (aşağıdan aşağı bir suçlu kabadayı, dilencilerin kralı ve onun güzel kızı.)

Komunist eğilimli olan Brecht’in siyasal tiyatrosu, Pabst’ın tam da aradığı vurguydu.Sıradan halkın sorunları önemliydi.

1933 yılında film Nazi Almanya’sında  yasaklandı.

 

G4   G5

 

1955 yılında çok konuşulan 2 film yaptı.Bir Alman olarak, HİTLER’in yarattığı cehennemin ezikliği ile yaşadıklarını sahneye aktardı:

1955 AUFSTAND GEGEN ADOLF HITLER- Temmuz 1944’de Alman Subayların Hitler’e suikast girişimi.

1955 DER LETZTE AKT- Hitler’in son 10 günü

Şimdi gelin, ışıklasr içinde uyuyan,tiyatromuzun unutulmayan sanatçılarından GÜLRİZ SURURİ’den 3 kuruşluk opera’nın dillerden düşmeyen melodisi

Mack The Knife ( TATLI BİTSİN OYUNUMUZ)

 

 

 

 

 


0 yorum

Bir yanıt yazın

Avatar yer tutucu

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir